Anlatıcı:

Dilan Aydın

(Kadın Hakları Aktivisti/Araştırmacı)

“Türkiye’de barış mücadelesi veren herkesin talebi, temel insan haklarıyla güçlü bir şekilde örtüşüyor.”

Anadolu Üniversitesinden mezun olan Dilan, üniversite eğitimi tamamlamasının ardından Diyarbakır’a dönerek kadın hakları alanındaki aktivizmini sürdürüyor. Bu süreçte Kürt sorununun kadınlar üzerindeki etkilerine odaklanan çalışmalarda yer aldığını ve barış mücadelesinin köklerinin bölgedeki çatışma ortamıyla ilişkili olduğunu ifade ediyor.

“Türkiye koşullarında barış mücadelesi, aslında bölgede yaşamanın kendisi. Bir yerde sizi barış talep etmeye zorluyor. Barış istemek mecburiyetinde kalıyorsunuz çünkü bu yaşamınızın her alanını etkiliyor.”

Kadınların barış süreçlerine daha fazla katılımının barış inşası ve sürecinin kalıcılığı açısından temel bir adım olduğunu vurguluyor.

“Kayıp annelerinin verdiği mücadeleden, barış annelerinin verdiği mücadeleden, aslında politik annelerin başlattığı ve kadınların dahil olduğu mücadeleden yola çıkarak kadınların rolünün tüm bu süreç için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.”

Türkiye’de barış için mücadele eden herkesin taleplerinin temel insan haklarıyla örtüştüğüne inandığını ve kendi beklentilerinin de bu doğrultuda şekillendiğini belirtiyor. Kürt bir kadın olarak daha özgür ve demokratik bir yaşam sürmeyi ve insan hakları mücadelesini kaygı duymadan yürütebilmeyi hayal ediyor.

Gelecek nesillerin getireceği değişimlere dair ise umutlu olduğunu dile getiriyor. 2015’tekine benzer bir barış sürecinin yeniden canlanmasını temenni ediyor ve birçok insanın, tıpkı kendisi gibi, umuda ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

“Belki yeni bir umuda, yeniden bir şeylerin rayına oturabileceğine ve kolektifin bunu daha rahat isteyebileceği koşulların oluşacağına inanmaya ihtiyacım var.”